Ozan, eski (İslam`dan önceki) Türkler`in saz şairleri. Şiirlerini kopuz denilen milli sazı çalarak besteli bir şekilde ve irticalen söylerlerdi. Bunlar aynı şekilde tekrarlanarak yayılır ve sonraki nesillere intikal ederdi. En eski ve ilk Türk şairleri ve musikişinasları (müzisyenleri) ozanlardır. Ozanlar, bulundukları boyun aynı zamanda büyücüsü, kahini, hekimi, din adamı ve bilge (hikmet sahibi - hakim) kişisi idiler. Boyları içinde büyük manevi nüfuzları ve ehemmiyetleri vardı, kutlu kişilerdi. Toplu halde yapılan kabile faaliyetlerinin birçoğunda ozanlar öncü ve düzenleyicidirler. Başlıca sıgır (av), yug (umumi yas), şölen-toy (sevinç ziyafetleri) ismi verilen ve hepsinde az çok dini bir mahiyet bulunan törenlerde ozanların rolü birinci derecededir.
Söyledikleri destanlar, sagu (mersiye)lar, kasidelerle yapılan merasimin manasını ifade ve nesillerin hafızasına nakş ederlerdi. Eski Türk hükümdarlarının yanında ve ordularda mutlaka ozanlar bulunurdu. Kopuzlarının nağmeleri ve okudukları şiirler bütün milletin zevk ve heyecanına tercüman olur , askerleri coştururdu. Hem yaşadıkları ve gördükleri olaylara, kahramanlık menkıbelerine ait şiirler söyler, ölenlere ağıtlar yakar, hem de eski Türk Milli Destanı`ndan parçalar okurlardı. Oğuzlar`ın "ozan" dedikleri bu bilge şairlere, Tonğuzlar "şaman", Altaylılar "kam", Yakutlar "oyun", Kırgızlar "bahş-ı baksı" demişlerdir. Ozanların tesis ettikleri saz refakatinde (besteli - nağmeli), hece vezni, milli nazım şekilleri ve halk dili ile sözlü (şifahi) şiir geleneği İslam`dan sonra, yazılı aydınlar edebiyatının yanı sıra da günümüze kadar devam etmiştir. Çok köklü bir gelenektir. Yalnız sonraları ozan kelimesi unutulmuş veya terk edilmiş ve bunlara "saz şairi", "aşık", çok yakın zamanlarda da "halk şairi", gibi isimler verilmiştir.
Günümüzde ise bir kısım aydınlarca umumiyetle şair anlamında kullanılmak isteniyor. Ozanların eski dini şahsiyet ve fonksiyonlarının kısmen evliyalarda devam ettiği söylenebilir. İslami devirde de devam eden ozan geleneğinin en eski şekline en yakın bir anlayış içinde Kırgızlar ve Altay Türkleri arasında yaşadığı anlaşılmaktadır. Türkiye`de de "aşıklık" olarak devam etmekte ve Doğu Anadolu gibi bazı bölgelerimizde ise fevkalade canlı bulunmaktadır. Yakın zamana kadar her yıl Konya Turizm Derneği`nce düzenlenen "Konya Aşıklar Bayramı" bu geleneğin ve gösterilmekte olan ilginin bir ifadesi ve göstergesi sayılabilir.